tarih:
Günümüz Türkçesi
Şathiyye
Vahdet
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
1 Koyup gel nakş u nigâr nakşa yol virme zinhâr
Nakşıla yola giren ‘âkıbet dünyâ sever
2 Dünyâyı bırak elden dünyâ hicâb bu yolda
Biz velîden nebîden eyle işitdük haber
3 Yâ sevgil dünyâ dutgıl yâ gelgil yol iletgil
İki da‘vî bir ma‘nî bu yolda sıgmaz dirler
4 Geç mahlûk tâ'atından göz ırma dost katından
Aldanma fânî nakşa fânî nakşı n'iderler
5 Kalma bu degme renge yüz bin yıllık fersenge
İki cihân bir adım şaşurmadın adarlar
6 Bu devrândan ötegör kervân gitdi yitegör
Korku var sagda solda kayıkmadın giderler
7 Yaban yolın gözetme yol evde taşra gitme
Cân yolı cân içinde cân râzını cân tuyar
8 Cân râzını cân bile cân râzın virmez dile
Girçek ‘âşık dostıla yalanı kaçan söyler
9 Evvel kadîmden berü vahdet evine gelen
Geldi gider içerü Yûnus taşra bî-haber
1. Bırak nakışı, deseni; sakın nakışa yönelme,
Nakışla yola giren sonunda dünyayı sever.
2. Dünyayı bırak elinden, dünya bu yolda bir perdedir,
Biz velîlerden ve nebîlerden böyle haber işittik.
3. Ya dünyayı sev ve zapt et, ya da yola yönel,
Bu yolda iki dava, bir anlam sığmaz, derler.
4. Geç yaratılmışın ibadetinden, gözünü dost katından ayırma,
Fani nakşa aldanma, fani nakıştan ne umarlar?
5. Takılma bu geçici renklere, bin yıllık mesafelere,
İki cihanlık yolu bir adımda kat ederler, hiç şaşmazlar.
6. Bu devranın ötesine bak, kervan gitti, yetiş,
Korku var sağda solda, sapmadan yürürler.
7. Yabancı yolları gözetme, yol evdedir, dışarı gitme,
Can yolu canın içindedir, can sırrını can duyar.
8. Can sırrını ancak can bilir; can, sırrını dile vermez,
Gerçek âşık dostla yalanı ne zaman söyler?
9. Başlangıçtan beri birlik evine gelen,
İçeriye geldi gider; Yunus ise dışarda habersiz kaldı.
Yorumlar
Yorum Gönder