046 - Bu vücûdum şehrine bir dem giresüm gelür

 

1 Bu vücûdum şehrine bir dem giresüm gelür
İçindeki sultânun yüzin göresüm gelür

2 İşidürem sözini göremezem yüzini
Yüzini görmeklige cânum viresüm gelür

3 Ma'şûka halvetinün yidi kapusı vardur
Ol kapudan içerü seyrân kılasum gelür

4 Her kapuda bir kişi yüz bin çerisi vardur
‘Işk kılıcın kuşanup cümle kırasum gelür

5 Erenlerün sohbeti arturur ma'rifeti
Bî-derdleri sohbetden her dem süresüm gelür

6 Leylî-i Mecnûn benem şeydâ-yı Rahmân benem
Leylî yüzin görmege Mecnûn olasum gelür

7 Dost oldı bize mihmân bunca yıl bunca zamân
Gerçek İsmâîl gibi kurbân olasum gelür

8 Erenlerün nazarı topragı gevher eyler
Erenler kademinde toprak olasum gelür

9 Yârimden elçi gelür cânumdan ulak diler
Merkebden inübeni yayan varasum gelür

10 Miskîn Yûnus'un nefsi dört tabî'at içinde
'Işkıla cân sırrına pinhân varasum gelür

Günümüz Türkçesi

1. Bu vücudumun şehrine bir an giresim gelir,

İçindeki sultanın yüzünü göresim gelir.

2. Sözünü işitirim ama yüzünü göremem,

Yüzünü görmek için canımı veresim gelir.

3. Maşukun odasının yedi kapısı vardır,

O kapılardan içeri temaşa edesim gelir.

4. Her kapıda bir kişi ve yüz bin askeri vardır,

Aşk kılıcını kuşanıp hepsini kırasım gelir.

5. Erenlerin sohbeti artırır marifeti,

Dertsizleri sohbetten her an süresim gelir.

6. Mecnun’un Leylâ'sı benim, Rahman’ın şeydası benim,

Leyla’nın yüzünü görmek için Mecnun olasım gelir.

7. Dost bize misafir oldu, bunca yıl, bunca zaman,

Hakikatli İsmail gibi kurban olasım gelir.

8. Erenlerin nazarı toprağı cevher eyler,

Erenlerin ayağına toprak olasım gelir.

9. Yarimden elçi gelir, canımdan ulak ister,

Merkebimden inip yaya olarak varasım gelir.

10. Miskin Yunus’un nefsi dört tabiat içinde,

Aşkla can sırrına gizlice varasım gelir.