185 - Muhammed ile bile Mi'râc'a çıkan benem

143 - N'iderüz dirlik suyın biz cânı yagmâya virdük


1 N'iderüz dirlik suyın biz cânı yagmâya virdük
Cevherleri sarrâflara ma‘deni yagmâya virdük

2 Bizüm il bâzirgânı hîç assı gözetmedi
Çün assı bizüm degül ziyânı yagmâya virdük

3 Bu yolun ‘ârifleri geçürmezler meta‘ı
Biz hod ‘uryân giderüz dükkânı yagmâya virdük

4 Bizüm bâzârumuzda yokluk alur müşteri
Çün iş böyle harîdâr varını yagmâya virdük

5 Dîn ü millet bâzârın yagmâladı sen ü ben
Çıkduk iki aradan sen-beni yagmâya virdük

6 Küfrile îmân sözi hicâb oldı bu yolda
Safâlaşduk küfrile îmânı yagmâya virdük

7 Zühdile çok istedük hîç müyesser olmadı
Terk idüben küllîsin gümânı yagmâya virdük

8 Yüz bin yıllık ‘ömr olsa bir kuşlıkça degüldür
Geçdük bitmez sagışdan zamânı yagmâya virdük

9 Pâyânlu devr-i zamân çok egledi Yûnus'ı
Pâyânsuz devre irdi devrânı yagmâya virdük

Günümüz Türkçesi

1. Ne yapalım hayat suyunu, biz canı yağmaya verdik,
Cevherleri sarraflara, madenleri yağmaya verdik.

2. Bizim ülkenin tüccarı hiç kâr gözetmedi,
Zaten kâr bizim değil, zararı yağmaya verdik.

3. Bu yolun ârifleri malı elde tutmazlar,
Biz ise çıplak gideriz, dükkânı yağmaya verdik.

4. Bizim pazarımızda yokluk alır müşteri,
Müşteri böyle olunca, varımızı yağmaya verdik.

5. Din ve millet pazarını "sen" ve "ben" [davası] yağmaladı,
Aradan çekilip “sen” ve “beni” yağmaya verdik.

6. Küfür ile iman sözü bu yolda perde oldu,
Küfür ile safalaştık, imanı yağmaya verdik.

7. Zühd ile çok istedik, hiç nasip olmadı,
Hepsini terk edip, şüpheyi yağmaya verdik.

8. Yüz bin yıllık ömür bile bir kuşluk vakti kadar değildir,
Bitmez hesaplardan geçip zamanı yağmaya verdik.

9. Sonlu zaman devri Yunus’u çok oyaladı,
Sonsuz devre ulaştı, devranı yağmaya verdik.

Yorumlar