185 - Muhammed ile bile Mi'râc'a çıkan benem

392 - Bülbül-i haste gül yüzün gördi ‘arasât eyledi


Müfte'îlün Mefâ'îlün Müfte'îlün Mefâ'îlün


1 Bülbül-i haste gül yüzün gördi 'arasât eyledi
İrdi 'âşık ma'şûkına şükür beşâret eyledi

2 Gaflet ile yaturıdum şâh nazar eyledi bana
Didi ki uyhudan uyan geldi işâret eyledi

3 Hayli zamândı va'deye salmışıdı za'îfini
Gördi gönül şikestesin kapdı 'imâret eyledi

4 Ben garîbün hâtırını sormaga geldi şol sanem
Düzdi gönül sınugını hâtır ziyâret eyledi

5 Gör bu dervîşi Yûnus'ı tercemân-ı lisân okur
Dir ki bu 'ışkıla beni Tanrı delâlet eyledi
Günümüz Türkçesi
1. Hasta bülbül gül yüzünü gördü, arasat[?] eyledi. Âşık, sevdiğine erdi, şükredip sevindi.
2. Gaflet ile yatar idim, şah bana nazar eyledi. Uykudan uyan, dedi. Geldi işaret eyledi (yol gösterdi).
3. Zayıf (âşığını) hayli zamandır vaadde bulunmuştu. Kırık gönlünü gördü, kapdı ve âbâd eyledi.
4. Şu put (gibi güzel sevgili) ben garibin hatırını sormaya geldi. hâtır ziyaret eyledi, [böylece] gönül kırığını onardı.
5. Yunus'u "lisan tercümanı" olarak zikreden bu dervişi gör. Der ki "Bu aşk ile Tanrı beni kılavuz eyledi."

Yorumlar