185 - Muhammed ile bile Mi'râc'a çıkan benem

406 - Bir sâkîden içdük şarâb ‘Arş'dan yüce meyhânesi


Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün Müstef‘ilün


1 Bir sâkîden içdük şarâb ‘Arş'dan yüce meyhânesi
Ol sâkînün mestleriyüz cânlar anun peymânesi

2 Bir meclisdür meclisümüz anda ciger kebâb olur
Bir şem‘adur anda yanar ay u güneş pervânesi

3 Ol şem‘a karşu yananun küllî vücûdı nûr olur
Ol od bu oda benzemez hîç belürmez zebânesi

4 Ol meclisün ‘âşıkları İbrâhîm Edhem'dür biri
Belh şehri gibi bin ola her gûşede vîrânesi

5 Bizüm meclis mestlerinün demleri Ene'l-Hak olur
Bin Hallâc-ı Mansûr gibi en kemîne dîvânesi

6 ‘Işk şarâbın içenlere gel bir nazar eyleyi gör
Bunca yıldur niçe döner ol meclisün piyâlesi

7 Yûnus bu sözlerün senün ma‘nî durur bilenlere
‘Âkil-kâmil olan kişi bu ma‘nîye inanası

Günümüz Türkçesi
1. Meyhanesi arştan yüce [olan] bir sakiden şarap içtik. O sakinin sarhoşlarıyız, canlar onun peymanesi[dir.]
2. Meclisimiz [öyle bir] meclistir [ki] orada ciğer kebap olur. Orada yanan bir mum vardır, ay ve güneş o [mum]un pervanesidir.
3. O mumun karşısında yananın bütün vücudu (= bedeni, varlığı) nur olur. O ateş bu ateşe benzemez, [o ateşin] yalımı hiç belirmez.
4. O meclisin âşıkları[ndan] biri İbrahim Edhem'dir. Her köşede Belh şehri gibi bin viranesi vardır.
5. Bizim meclis mestlerinin nefesleri Ene'l-Hak olur. En hakir divanesi [bile] bin Hallac-ı Mansur gibi[dir.]
6. Aşk şarabını içenlere gel bir nazar eyleyigör. Bunca yıldır o meclisin kadehi nasıl döner!
7. Yunus, senin bu sözlerin bilenler için manadır. Bu manaya kâmil akıllı olan kimse inanır.

Yorumlar