185 - Muhammed ile bile Mi'râc'a çıkan benem

414 - Berk yapışdun şol dünyâya koyup gitmeyesin bigi


1 Berk yapışdun şol dünyâya koyup gitmeyesin bigi
Karanu yalınuz sinde varup yatmayasın bigi

2 Geldün bu dâr-ı mihnete aldandun fânî lezzete
Heves idüp Hak sohbete dadın datmayasın bigi

3 Behey miskîn aç gözüni bu fânîden yum gözüni
Günâhdan kara yüzüni hîç agartmayasın bigi

4 Behey miskîn gâfil olma dünyâ fânî bâkî sanma
Ecel yiticek agzundan lokman yutmayasın bigi

5 Dirnegi tagıdan gelmiş cân u gönül mahbûs olmış
Hep 'azânı şeytân almış ögüt dutmayasın bigi

6 Ta'n idersin 'âşıklara gönül gözi açıklara
Uymışsın münâfıklara sıdka gelmeyesin bigi

7 Yûnus özün yalvarursan sıdkıla yola girürsen
El alup tevbe kılursan mahrûm kalmayasın bigi

Günümüz Türkçesi:
1. Bırakıp gitmeyecekmiş gibi, yalnız [bir hâlde] karanlık mezara gidip yatmayacakmış gibi, şu dünyaya sıkı yapıştın.
2. Bu sıkıntı evine geldin, Hak sohbete heves edip tadını tatmayacakmış gibi, geçici lezzete aldandın.
3. Behey derviş, gözünü aç! Bu geçici âleme gözünü yum. Günâhtan kara[rmış] yüzünü hiç ağartmayacaksın gibi.
4. Behey derviş, gafil olma! Dünya geçici, kalıcı sanma. Ecel yettiğinde ağzındaki lokmanı yutmayacaksın gibi.
5. Cem'iyyeti [zihin ve gönül birliğini] dağıtan gelmiş, can ve gönül hapsolmuş. Kulakları hep şeytan tutmuş, öğüt tutmayacaksın gibi.
6. Âşıkları [ve] gönül gözü açıkları kınarsın. Münafıklara uymuşsun, doğruluğa gelmeyeceksin gibi.
7. Yunus, kendin yalvarırsan, doğrulukla yola girersen, el alıp tevbe kılarsan, mahrum kalmayacaksın gibi.

Yorumlar